Şeyma Bıyıklı, İstanbul Aydın Üniversitesi’nden İnsan Kaynakları bölümünden mezun olduktan sonra, çocukluk hayalini gerçekleştirmek üzere OHOM ARGE’de çalışmaya başladı. Babasının otomotiv tamirciliği mesleğinden etkilenerek, genç yaşlardan itibaren arabalara ilgi duyan Bıyıklı, üniversite sonrası bu sektöre adım atarak kariyerine yön verdi.
OHOM ARGE, sigorta şirketleriyle ortak çalışan bir mobil onarım firması olarak öne çıkıyor. Mekanik onarım, elektronik direksiyon kutusu onarımı ve CNC jant onarımı gibi hizmetler sunan firma, Türkiye’de ve dünya çapında ilk CNC jant onarımını gerçekleştiren firma olarak biliniyor. Çin’den gelen temsilcilik tekliflerini reddederek, bağımsızlıklarını koruma ve yerli sektöre katkı sağlama kararı aldılar.
Şeyma Bıyıklı, OHOM ARGE’nin üretici standartlarına uygun onarımlar gerçekleştirdiğini ve insan hayatına zarar vermeyen soğuk pres işlemlerini kullandığını belirtti. Firma, Türkiye’de ilk elektronik direksiyon kutusu onarımını gerçekleştiren ve bu alanda Ar-Ge çalışmaları yürüten öncü firma olma özelliğini sürdürüyor.
Firma, Türkiye’de geri dönüşüm projelerine ağırlık vererek ithalatı azaltmayı ve ihracatı artırmayı hedefliyor. Otomotiv parçalarının geri dönüştürülmesiyle ekonomiye katkı sağlamayı ve çevreye duyarlı bir yaklaşım benimsemeyi planlıyorlar. OHOM ARGE, ayrıca Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde fabrikalar kurarak iş istihdamını artırmayı da amaçlıyor.
Erkek egemen otomotiv sektöründe, kadınların yönetici pozisyonlarında daha fazla yer almasını savunan Bıyıklı, kadınların dikkatli ve titiz çalışmalarıyla sektöre değer katabileceğine inanıyor. Kendisinin de bu tutku ve sevgiyle işine bağlı olduğunu vurgulayan Bıyıklı, sektördeki diğer kadınlara ilham vermeyi amaçlıyor.
Bu söyleşi, OHOM ARGE’nin hem ulusal hem de uluslararası arenada yenilikçi ve kaliteli hizmetleriyle öncü bir firma olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Şeyma Bıyıklı’nın tutku dolu yaklaşımı ve vizyoner bakış açısı, firmayı daha da ileriye taşımak için güçlü bir temel oluşturuyor.
Almanca’nın eğitim alanında daha etkin ve yenilikçi bir şekilde öğretilmesi, Türkiye’nin eğitim sektöründeki önemli hedeflerinden biri haline gelmektedir. Bu bağlamda, İnkılap Eğitim’in akademik koordinatörü Emrin Münevver Kondul ile yapılan bir söyleşide, Almanca öğretiminde benimsenen yaklaşımlar ve gelecek vizyonu ele alındı.
Kondul’un 20 yılı aşkın süredir Almanca öğretmenliği deneyimi ve özel okulculuk geçmişi, söyleşinin temelini oluşturdu. Almanya’da doğup büyümesi, dil ve kültürle iç içe bir çocukluk geçirmesine yol açtı. Bu durum, Almanca öğretimine olan tutkusunun temelini oluşturduğunu belirtti.
Söyleşide, Almanca öğretimindeki mevcut durum ve gelecek vizyonu ele alındı. İnkılap Eğitim’in öğretmenlere sunduğu eğitim materyalleri ve yenilikçi metotlar, Almanca öğreniminde daha etkin ve ilgi çekici bir deneyim sunmayı amaçlıyor.
Kondul, liderlik, yaratıcılık, empati ve iletişim gibi özelliklerin, başarılı bir Almanca öğretmeninin sahip olması gereken temel nitelikler olduğunu vurguladı. Öğrencilerle kurulan güçlü bağın, dil öğreniminde kritik bir rol oynadığını belirtti.
Son olarak, Kondul meslektaşlarına seslenerek, Almanca öğretimindeki idealizmi ve tutkuyu korumaları gerektiğini vurguladı. Ülkenin aydınlık yüzlerine ihtiyaç duyulduğunu ve bu nedenle öğretmenlik mesleğini severek ve isteyerek yapmanın önemine dikkat çekti.
Emrin Münevver Kondul ile yapılan bu söyleşi, Almanca öğretimi alanında yeni perspektifler sunarak, eğitimdeki dönüşüm çabalarına ışık tutuyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi endüstri mühendisliği mezunu ve 20 yıllık tedarik zinciri deneyimine sahip olan Serkan Kurcan, sektördeki birçok başarılı projesini ve deneyimlerini paylaştığı bir röportajda, tedarik zinciri yönetiminin günümüz iş dünyasındaki önemini vurguladı.
Kurcan, endüstri mühendisliği tercihini matematikle iletişimi birleştirebilme ve hem mühendislik altyapısı hem de insana dokunan bir altyapı sunması nedeniyle yaptığını belirtti. Askerlik tecrübesini ise bir fabrikada kalite güvence kısım amirliği yaparak geçirdiğini ve bu süreçte lojistik komutanlığına bağlı olarak çalıştığını açıkladı.
İş hayatına Uzel Makine ile adım atan Kurcan, otomotiv sektöründe çeşitli tedarik zinciri süreçlerini deneyimleyerek sektörel bir bakış açısı kazandı. Eczacıbaşı İlaç ve Kale Kilit gibi büyük şirketlerde çalışmalarına devam ederek tedarik zinciri yönetimindeki uzmanlığını geliştiren Kurcan, global dünyada hızla değişen koşullara adapte olabilmenin başarı için kritik bir faktör olduğunu vurguladı.
Röportajında tedarik zinciri yönetiminin en önemli hedefinin doğru ürünü doğru zamanda getirmek ve piyasaya sunmak olduğunu belirten Kurcan, çevik bir yapıya sahip olduklarını ve hızlı adaptasyonun başarılarının anahtarı olduğunu ifade etti. Ayrıca, yapay zekanın tedarik zinciri süreçlerini değiştireceğini ve bu alanda gelecekte daha fazla gelişmelerin yaşanacağını öngördü.
Serkan Kurcan’ın 20 yıllık deneyimini temel alan bu röportaj, tedarik zinciri yönetimi üzerine kariyer yapmayı düşünenler için değerli bilgiler sunuyor.
Asiye Kocatürk, geçmişten bugüne uzanan deneyimlerini, sağlık alanındaki kariyer yolculuğunu ve geleceğe dair hedeflerini anlatan bir video söyleşi ile gündeme geldi. İstanbul’un köklü sağlık kuruluşlarından Medipol Üniversitesi’nde ebelik bölümünü kuran Kocatürk, 40 yıldan fazla bir süredir bu alanda çalışıyor ve ebe mesleğinin önemine dikkat çekiyor.
Kocatürk’ün hikayesi, Erfelek’in Kızılcaelma köyünden İstanbul’a uzanan bir göç hikayesiyle başlıyor. İlkokulu bitirdikten sonra İstanbul’a gelen ve evde çocuk bakarak çalışmaya başlayan Kocatürk, bir günlük gazetede gördüğü bir yazı ile sağlık mesleğine olan ilgisini keşfetti. Bu noktada ebelik mesleğiyle tanışması, onun için bir dönüm noktası oldu ve bu yolda ilerlemeye karar verdi.
Mesleki eğitimini tamamlayıp Ebeler Okulu’ndan mezun olduktan sonra, zorlu şartlarda görev yaptığı Ağrı Cumaçay’dan İstanbul’a tayin isteyen Kocatürk, burada doğumhanede 8 saatte 100 doğumun gerçekleştiği bir yerde çalıştı. Ardından Türkiye’nin dört bir yanında çeşitli görevlerde bulunan Kocatürk, son olarak Medipol Üniversitesi’nde ebelik bölümünü kurarak gelecek nesillerin ebe yetiştirme sürecine katkı sağladı.
Görüşlerinde, doğum hizmetlerinin daha fazla geliştirilmesi ve normal doğumun teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Kocatürk, ebelerin sadece doğumla sınırlı kalmayıp toplumun birçok sağlık ihtiyacına yönelik hizmetler sunması gerektiğini belirtiyor. Ona göre, ebelerin işi sadece doğumla ilgili değil; anne adaylarının bilinçlendirilmesi, doğum sonrası bakım, aile planlaması gibi birçok alanda da etkin rol oynamaları gerekiyor.
Asiye Kocatürk’ün hikayesi, bir ebe olarak mesleki derinliği ve toplumsal önemiyle ilham verici bir örnek teşkil ediyor. Onun öncülüğünde ve deneyimlerinden ilham alarak, sağlık alanında daha nitelikli ve toplumun ihtiyaçlarına uygun hizmetlerin sunulması için adımlar atılabilir.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, son zamanlarda saygın ortopedi ve travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Zekeriya Öztemür’ü ağırladı. “PROF. DR. ZEKERİYA ÖZTEMÜR İLE SAĞLIKLI EKLEM VE SPOR SOHBETİ!” başlıklı etkinlik, izleyicileri bir araya getirerek eklem sağlığı ve spor üzerine derinlemesine bir sohbet ortamı sunmuştur. Prof. Dr. Öztemür, mülakatta arka planını ve mesleki yolculuğunu paylaşarak, ortopedi ve travmatoloji uzmanı olarak görev yaptığı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı’nda profesör olarak çalıştığını belirtti.
Sohbet, Prof. Dr. Öztemür’ün uzmanlık alanlarına odaklandı ve özellikle eklemlerle ilgili hastalıklar, kıkırdak sorunları ve travmadan, spordan ve yaşlanmadan kaynaklanan bağ sorunları gibi konuları kapsadı. Özellikle spor yaralanmalarının ele alınmasının önemine vurgu yaptı. Kendi spor geçmişinden ilham alarak, basketbol, dağcılık ve kanoyla ilgilendiği deneyimlerini paylaştı ve aktif bir yaşam tarzının önemini vurguladı.
Prof. Dr. Öztemür’ün tıbbi uzmanlığı ve mühendislik bakış açısının benzersiz bir birleşimini yansıtan, yenilikçi çözümler geliştirme çalışmalarına katılımına dikkat çekildi. Tıp eğitimine katkıda bulunma, bilimsel gelişmeyi teşvik etme ve sağlık için etkili çözümler oluşturma konusundaki vizyonu üzerinde durdu.
Mülakatta, ortopedi ve travmatoloji alanında bir kariyere yönelik gereken niteliklere de değinildi. Prof. Dr. Öztemür, mesleğin zorlu ancak ödüllendirici olduğunu vurgulayarak, gerçek bir tutkuya ve maddi kazançlardan ziyade insan sevgisine odaklanmanın önemine işaret etti. Ortopedide başarılı olabilmek için tıp ve mühendislik yeteneklerinin birleşmesinin gerekliliğine vurgu yaptı.
Sağlıklı eklemlerin korunması konusundaki önemli soruya cevap olarak, Prof. Dr. Öztemür, sağlıklı bir kiloya sahip olmanın ve aktif bir yaşam tarzını benimsemenin önemini vurguladı. Ayrıca, düzenli egzersiz yapma ve her yaştan insanın katılabileceği sporları teşvik etti, özellikle yüzmenin eklemlere zarar vermeden güvenli bir spor olduğunu belirtti.
Genel olarak, Prof. Dr. Zekeriya Öztemür ile yapılan sohbet, ortopedi dünyasına dair değerli içgörüler sunarak eklem sağlığına holistik bir yaklaşımın önemini vurguladı ve aktif ve dengeli bir yaşam tarzının ne kadar kıymetli olduğunu vurguladı. Etkinlik, izleyicilere ortopedik bakım konusunda daha derin bir anlayış kazanma ve kendi eklem sağlıklarını koruma konusunda değerli tavsiyeler elde etme fırsatı sağladı.
News
